28 Mayıs 2011 Cumartesi

İçim gürültülü bayım/Lütfen dışımın sığlığında kalın!..


Hayat arkamdan itiyor ölüme doğru
çünkü iğreti duruyormuş her tebessüm yüzümde...
Kıyasıya savunulan yalnızlıklardan sonra,
ebedi şarkıların bestelerinde dinleniyorum…

İçim gürültülü bayım
Lütfen dışımın sığlığında kalın!..


Yaşamak ilmek ilmek örüyor zaten bizi
bir ters_bir düz..

Serbest çalışıyorum bense
yüreğime estiği gibi geçiyor her şey…

diyorum burnumuzun direğinde durmasaydı anne kokusu
gül düşleri görmezdik akşam alacasında…


Aslında keyfiyetten yaşayıp gidiyoruz işte
hepimizde birer yarasa gözü!..
görmezlikten geliyoruz martıları
iyi yanlarımız bilenirken maviliklerde…

hiç olmamalıydı belki de boncuklu sevda
hiç yaşamasaydık mesela ikircikli
ölmeseydi kelebekler kanat çırparken ı(a)şığına
bütün eşyalar dursaydı yerli yerinde
götürmeseydik gittimiz her yere hüzzam şarkılar..

Garip bir şey bayım bu oyunda zar atmak
hiç kimseye sevda üstüne sevda düşmüyor!
bu yüzden zar tutuyor herkes yalnızlığın üstüne…

kalitesiz umutlar çabuk eskiyor oysa
düşsüzlükten çatlayınca gece
kabus biriktiriyor gökyüzü
ve cinnet kusuyor hayatın üstüne
çiselerken üstüme gün ışığı..


kod_060910

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder